SEÇMEN ARTIK DUYULMAK İSTİYOR

Sahada bir gerçek var ki, bunu görmemekte ısrar edenler büyük bir yanılgıya düşüyor:

“CHP gelecekse yine AK Parti’ye oy veririm” refleksi, artık aynı güçte işlemiyor.

Anadolu insanı net kararlar alır. Ya “ben sonuna kadar destekliyorum” der, ya da “kötünün iyisi” diyerek tercihini yapar.

Ve geçtiğimiz seçimde bu ikinci grup, yani “istemeyerek ama mecburen oy verenler” dikkat çekici biçimde büyüdü.

Bunun arkasında birçok neden var:

CHP’nin belediyelerdeki yetersizliği, inanç sahiplerine yönelik küçümseyici dili, depremzedelere yönelik empati yoksunu tavırları, ve altılı masanın DEM’le yürüttüğü ittifak, bu seçmeni soğuttu. Ama asıl mesele başka…

Asıl mesele, çözüm beklediği sorunların artık çözülmeyeceğine inanmaya başlaması.

Yıllardır çözüm vaat edilen, hatta çözülmesi çok basit olan konuların bile sürüncemede bırakılması seçmeni yordu.

İnsanlar umutla bekledi. Sabretti. Dualar etti. Ama artık sabır taşı çatladı.

Sokak köpekleriyle ilgili 5 yıldır verilen 20 söz var. Hâlâ ortada sonuç yok.

Borsa’da 8 milyon yatırımcı adeta test tahtasına döndü. Ne denetim, ne adalet var.

Kiralar maaşları geçti, gençler ailesinden ayrı eve çıkamıyor.

Üreticiden 3 liraya çıkan ürün 50 liraya bize ulaşıyor. Herkes bunu biliyor ama çözüm yok.

Milyonlarca nafaka mağduru, yıllardır bekliyor. Dosya hâlâ rafta.

Ve daha niceleri…

2023 seçimleri geride kaldı. 2026’ya yaklaşıyoruz. Ama gündem hâlâ ağır, hâlâ sorun odaklı.

İnsanlar şunu sormaya başladı:

“Madem seçimi kazandık, neden hâlâ bu kadar sıkıntı çekiyoruz?”

İşte bu yüzden seçmende “AK Parti artık bizi duymuyor” duygusu güçleniyor.

Bu partiyi yıllardır destekleyen milyonlarca insan, çözüm odaklı yapısıyla tanıdı. Sorun duyulur, ertesi gün adım atılırdı. Şimdi ise sessizlik var.

Bu sessizlik, seçmende güvensizliğe, umutsuzluğa ve sonunda tepkiselliğe yol açıyor.

Bugün çıkan anket sonuçları tam da bu duygunun yansıması. Sürpriz değil.

Ama geri dönmek mümkün.

Çünkü halkın çözüm beklediği konular gerçekten karmaşık değil.

İstenirse 1 yılda tamamı çözülebilir.

Yeter ki samimi bir irade, liyakatli insanlar ve doğru adımlar olsun.

Halk artık mesajını veriyor:

"Beni gör. Beni duy. Sorunuma el uzat."

Ve bu sese kulak verilmezse, yarın geri dönüş çok daha zor olabilir.