Bugün camiler, özellikle haftalık cuma namazlarında, eskiden alışık olduğumuz o coşkulu ve kalabalık cemaat görüntüsünden çok uzakta. Camilerin içi boş, cemaat eksik ve imanla kılınan namazların yerini zaman zaman sessizlik alıyor. Peki, camilere olan bu ilgisizlik nereden kaynaklanıyor? Vatandaşlar imamlara mı küs, yoksa camilere mi? Ve neden cami cemaati giderek azalıyor?
Öncelikle, camilere olan ilgisizlik sadece bireysel tercihlerle açıklanamaz. Son yıllarda, camilerin içi giderek boşalmaya başladı. Camilerdeki cemaate yön veren en önemli etkenlerden biri, camilerin içinde yaşanan sorunlar ve toplumsal değişimlerin etkisidir. Camiler, manevi birer dinlenme alanı, bir ibadet yeri olmanın ötesinde, bireylerin sosyal hayatlarının bir parçasıydı. Ancak günümüzde birçok insan, camiye gitmek yerine başka aktivitelerle vakit geçirmeyi tercih ediyor.
Bir diğer dikkat çeken mesele ise imamların ve müezzinlerin camilerdeki tutumları. Özellikle son yıllarda, camilere gelen cemaatin eksikliğine rağmen, imamlar ve müezzinler adeta bir mikrofon aşkıyla ibadetlerini sürdürüyorlar. Cemaatin yokluğunda, imamlar genellikle namazı hızlıca kıldırarak, camiden önce çıkıp gitmeyi tercih ediyor. İmamların çoğu, cemaatin orada olup olmamasına pek aldırmadan, görevlerini yerine getirip camiyi terk ediyor. Bu durum, camiye gelen az sayıdaki insanı bile uzaklaştırıyor. Cemaatin beklentisi, imamın onlara rehberlik etmesi, manevi bir bağ kurmasıdır. Ancak namazın hızlıca kıldırılması ve ardından imamların camiden ayrılması, bu beklentiyi karşılamıyor. Cemaat, ne yazık ki manevi bir boşluk içinde kalıyor.
Peki, camilerin bu boşlukları nasıl doldurulabilir? İmamların ve müezzinlerin sadece namaz kıldırmakla yetinmemesi, cemaatle daha güçlü bir bağ kurması gerekiyor. Camilerdeki ibadetlerin kalitesi ve imamların tutumu, cemaatin camiye olan bağlılığını doğrudan etkiliyor. İmamların camiye gelenleri sadece saymakla yetinmemesi, onlara rehberlik etmeleri, insanları daha fazla içtenlikle camiye davet etmeleri gerekiyor. Bu noktada cemaatle daha güçlü bir iletişim kurmak, onlara dua ve rehberlik hizmeti sunmak, onları daha fazla camiye çekebilir.
Ayrıca, camilerin sadece ibadet yeri olarak değil, toplumsal hayatta bir buluşma noktası olarak da işlev görmesi gerekiyor. Camilerde eğitim seminerleri, dini sohbetler, manevi destek toplantıları düzenlenebilir. Camiler, yalnızca birer ibadet yeri olmanın ötesine geçip, cemaatin ihtiyaçlarına hitap eden sosyal alanlar haline gelmelidir. Cemaatin sıkça camiye gelmesi, yalnızca namaz saatleriyle sınırlı kalmamalıdır. Camiler, bireylerin manevi, psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarına da cevap verecek şekilde şekillenmelidir.
Camilerdeki sessizliğin sebebi, sadece imamların veya cemaatin tutumuyla açıklanamaz. Toplumun değişen yapısı, insanların dinle kurdukları ilişkiyi de dönüştürmüştür. Ancak camilere olan ilgisizliğin önüne geçmek için atılacak adımlar, imamların tutumlarının değiştirilmesi ve camilerin toplumsal işlevlerinin artırılmasıyla mümkün olacaktır. Camiler, sadece bir ibadet mekanı olmaktan çıkarak, bireylerin manevi ve sosyal ihtiyaçlarına da hitap eden mekanlar haline gelmelidir.