Penis Büyütme Ameliyatı Meme Büyütme Ankara Burun Estetiği Ankara Lazer Epilasyon Ankara Lazer Epilasyon Ankara Kürtaj Ankara Kızlık Zarı Dikimi Ankara Lazer Epilasyon Konya Cilt Bakımı Konya Kıl Dönmesi Tedavisi Ankara Hemoroid Tedavisi Ankara Meme Ultrasonu Ankara Radyolog Ankara Selülit Tedavisi Konya Göz Kapağı Estetiği Ankara
Bugun...

Harp Cerrahisi ve Askeri Hastanelerin Kapatılması

 Tarih: 18-03-2025 11:46:00
Uğur ÖZTÜRK

Savaş, sadece bir silah ya da strateji meselesi değildir; aynı zamanda ağır bir insanlık sınavıdır. Bu sınavın en kritik noktalarından biri de, savaşta yaralanan askerlerin hayata döndürülmesi sürecidir. İşte bu noktada harp cerrahisi, yani savaş ortamında gerçekleşen ağır yaralanmalara müdahale etme bilimi, kritik bir öneme sahiptir. Ancak ne yazık ki, Türkiye’de bu alandaki en önemli kurumlar olan askeri hastaneler, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından kapatılarak Sağlık Bakanlığı’na devredildi. O günden bugüne, bu kararın doğruluğu üzerine yeterince tartışılmadı. Ancak içinde bulunduğumuz dönemde, yani savaş riskinin son derece yüksek olduğu bir zaman diliminde, bu kararın ne kadar isabetli olduğu yeniden masaya yatırılmalıdır.

 

Harp Cerrahisi Neden Farklıdır?

 

Savaş ortamında askerlerin maruz kaldığı yaralanmalar, sıradan bir trafik kazası ya da yüksekten düşme sonucu oluşan travmalarla kıyaslanamaz. Patlayıcıların, mermilerin, ağır silahların sebep olduğu yaralanmalar, çoğu zaman vücut bütünlüğünü bozan, çoklu organ kayıplarına yol açan ve acil müdahale gerektiren ağır vakalardır. Savaş ortamında kanamanın kontrolü, hayati organların korunması, ekstremite (uzuv) kayıplarının önlenmesi gibi konular, özel eğitim almış doktorlar tarafından yönetilmelidir.

 

Askeri hastanelerde görev yapan hekimler, harp cerrahisi konusunda uzmanlaşmış ve savaş alanında çalışmaya hazır hale getirilmiş tıp insanlarıydı. Ancak KHK ile bu sistem tamamen ortadan kaldırıldı ve askeri hastaneler Sağlık Bakanlığı'na bağlandı. Bugün harp cerrahisi eğitimi almış uzman sayısı ciddi biçimde azalmış durumda. Bir askerin savaşta ağır bir şekilde yaralanması durumunda, ona ilk müdahaleyi yapacak cerrahın yeterliliği hayati bir meseledir.

 

Askeri Hastaneler Neden Önemliydi?

 

Askeri hastaneler, sadece bir sağlık hizmeti sunma merkezi değildi. Aynı zamanda:

 

Savaş Cerrahisi ve Travma Yönetimi: Askeri hastanelerde görev yapan doktorlar, savaş travmalarına özel eğitim alırdı. Bu eğitim, patlama yaralanmaları, keskin nişancı atışları, şarapnel hasarları gibi spesifik durumlara odaklanıyordu.

 

Sahra Hastaneleri ve Cephe Desteği: Savaş durumunda sahada hızlı tıbbi destek verebilecek, hareketli hastane sistemleriyle çalışabilecek hekimler burada yetişirdi.

 

Gizlilik ve Askeri Güvenlik: Askeri hastaneler, milli güvenliğe dair hassas bilgilerin korunabildiği, askeri personelin tedavisinin özel bir disiplin içinde yürütüldüğü kurumlardı.

 

Uzmanlaşmış Personel: Harp cerrahisi konusunda yetişmiş doktorlar, savaşta yaralanan bir askere nasıl müdahale edilmesi gerektiğini, neyin öncelikli olduğunu, hangi tekniklerin en iyi sonucu vereceğini biliyordu.

 

Bu hastanelerin kapatılmasıyla birlikte, askeri tıp geleneğimiz büyük ölçüde sekteye uğradı. Bugün bir savaş durumunda, askerlerin hangi hastanelerde, nasıl bir prosedürle tedavi edileceği konusu hâlâ net değil.

 

Savaş Riski Bu Kadar Yüksekken, Doğru Karar mı?

 

Türkiye, jeopolitik olarak sürekli bir savaş tehdidi altında olan bir ülkedir. Suriye'deki gelişmeler, Yunanistan ile gerilimler, Doğu Akdeniz'deki enerji savaşları ve terörle mücadele gibi faktörler, askeri tıbbın ne kadar önemli olduğunu gözler önüne sermektedir. Üstelik, dünya genelinde askeri tıbbın önemi artarken, Türkiye’de bu alandaki kurumların kapatılmış olması büyük bir çelişkidir.

 

ABD, Rusya, İngiltere, Fransa gibi ülkeler, harp cerrahisini özel bir alan olarak ele alır ve askeri hastanelerini asla sivil sağlık sistemine entegre etmez. Çünkü savaş, özel bir uzmanlık gerektirir ve sivil hastaneler bu yükü taşıyamaz. Türkiye’de ise tam tersi bir karar alınarak, askeri tıp sistemi ortadan kaldırıldı. Bugün bir savaş halinde, askeri sağlık hizmetlerinin ne kadar hızlı ve etkin verileceği büyük bir soru işareti olarak duruyor.

 

Askeri Hastaneler Yeniden Açılmalı

 

Geldiğimiz noktada, askeri hastanelerin kapatılmasının yanlış bir karar olduğu açıktır. Devletin bu konuda ciddi bir değerlendirme yapması ve özellikle:

  • GATA ve diğer askeri hastanelerin tekrar açılması,
  • Harp cerrahisi konusunda uzmanlaşmış doktorların yetiştirilmesi,
  • Savaş travmalarına müdahale edecek mobil sahra hastanelerinin oluşturulması,
  • Askeri sağlık sisteminin yeniden yapılandırılması gibi adımları hızla hayata geçirmesi gerekmektedir.
  •  

15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası alınan kararların birçoğu, o dönemin olağanüstü koşullarına göre şekillendi. Ancak bugün, stratejik bir bakış açısıyla bu kararların bazılarını gözden geçirmek ve devletin askeri tıp alanındaki kapasitesini artırmak kaçınılmaz bir zorunluluktur.

 

Çünkü unutulmamalıdır ki, "Cephede en iyi asker, geride en iyi doktor ister!"

 

Bugün harp cerrahisini ihmal etmek, yarın vatan savunmasında ciddi kayıplara neden olabilir. Bu konuda gereken adımlar atılmalı, askeri hastaneler yeniden açılmalı ve harp cerrahisi uzmanları tekrar yetiştirilmelidir.

 

Askerin savaşta tek güvencesi, arkasında onu hayata döndürecek bir sağlık sisteminin olmasıdır. Bu sistem yoksa, ordunun savaşma kabiliyeti de büyük bir darbe alır.

 

Türkiye, askeri tıp alanında en güçlü ülkelerden biri olmalı. Çünkü coğrafyamız bunu zorunlu kılıyor!

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
YUKARI