Dünya Savaşı Ve Erdoğan

Dünya devi ABD, ve Avrupa Birliği’nin varlıklarının devamı neye bağlı biliyor musunuz?

Kabul edersiniz, etmezsiniz,

Hatta size uçuk kaçık da gelebilir ama görebildiğimiz gerçek odur ki;

Türkiye’nin 20 yıl önceki konuma geri döndürülmesine bağlıdır!

Yani parlamenter sisteme!

Türkiye’nin parlamenter sisteme geri döndürülmesi Erdoğan’ın indirilmesine bağlıdır!

Erdoğan’ın indirilmesi demokratik yollarla mümkün gözükmemektedir!

O halde demokratik olmayan yollar denenmelidir!

Nedir o demokratik olmayan yöntemler?

İlk akla gelen Askeri Darbe seçeneğidir!

İyi de, Türk Ordusu kendisini “Darbe Yapma” geleneğinden sıyırmıştır!

Bu durumda Darbe yapmak seçenek olmaktan da çıkmıştır!

Ekonomik krizler ve hayat pahalılığı gibi enstrümanlar da Türk halkını yıldırmaya yetmemektedir!

Sokak hareketleri organize ederek iç karışıklık çıkarmak da yine Türk halkına yabancı gelmemektedir.

En iyi örnek, “Gezi Kalkışması”

Tek seçenek kalmıştır ve dünyayı yönettiklerini zannedenler bu seçeneği son evrede kullanmak durumunda kalabilirler.

Nedir o seçenek?

“Dünya Savaşı!”

Düşünün; Tayyip Erdoğan’ı düşürmek için tüm dünyada siyasi ve askeri uzmanlar tezler hazırlıyorken..

Ve hazırlanan bu tezlerin içinde bir dünya savaşı seçeneği bile varken..

Ve bu seçenek bile göze alınabilyorken;

Sen o kıt aklının ulaşamayacağı bir şekilde,

O dünya liderini hafife alıyorsun!

Halbuki sen, bugün “Hayat pahalılığı” gibi eften püften sebepler öne sürerken,

Bahsettiğimiz o dünya savaşı çıktığında, elinde yemeye ekmek kırıntısı bile bulamayacaksın!

Sahip olduğun menkul ve gayrimenkullerin zaten elinden alınacak!

Evini, arabanı, işyerini, banka hesaplarını geçtik;

Kıçındaki donuna bile hükmedemeyeceksin!

Yakın geçmişte Irak ve Libya halkı bunu yaşadılar!

Yüz yıl önce biz de yaşadık!

Analarımızın, bacılarımızın, Ermeni, Yunan Askerlerinin sofralarında nasıl meze yapıldığını aşağıdaki resme bak ta gör!

Dön de şöyle bir tarihimize bak;

Bu millete neler yaşatılmış, analarımıza bacılarımıza neler reva görülmüş!

Bugün hor ve hakir gördüğün o Suriyeliler gibi sen de bebeğin kucağında, sığınacak bir Türkiye arayacaksın ama bulamayacaksın!