Fenerbahçe tribünleri, bu sezon sadece futbolun değil, hayal kırıklığının da sahnesi oldu. Sarı-lacivertli taraftarlar, yıllardır süregelen şampiyonluk hasretinin ardından artık sabırlarını yitirmiş durumda. Son haftalarda artan protestolar, sadece bir takımın değil, bir camianın içsel çalkantılarını gözler önüne seriyor.
Süper Lig'in 34. haftasında Beşiktaş karşısında alınan mağlubiyet, Fenerbahçe taraftarının öfkesini doruk noktasına taşıdı. Maçın ardından Samandıra Can Bartu Tesisleri önünde toplanan taraftarlar, "Yönetim istifa" sloganlarıyla yönetime olan memnuniyetsizliklerini açıkça dile getirdi .
Ayrıca, Anadolu Genç Fenerbahçeliler (Anadolu GFB) grubu, Afyon Yeşilyol Caddesi'nde düzenledikleri protestoda, Başkan Ali Koç ve yönetimini istifaya çağırdı. Grup adına yapılan açıklamada, "Fenerbahçemizi koşulsuz seven Anadolu Genç Fenerbahçeliler ailesi olarak sonuna kadar istifaya davet ediyoruz" denildi .
Taraftarın en büyük beklentisi, kulübün yeniden şampiyonluk yarışında güçlü bir şekilde yer alması. Ancak bu hedefe ulaşmak için sadece teknik direktör değişiklikleri yeterli görülmüyor. Taraftarlar, kulübün yönetimsel anlamda da köklü bir değişime gitmesini istiyor.
Bu bağlamda, eski başkan Aziz Yıldırım'a olan destek de dikkat çekiyor. Tribünlerde sık sık Yıldırım'ın adı anılıyor ve onun dönemindeki başarılar özlemle yad ediliyor .
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, yaptığı açıklamada olağanüstü seçimli genel kurulun eylül ayında yapılabileceğini ifade etti. Ancak kulüp üyeleri arasında erken seçim talepleri gündeme geldi. Kongre üyeleri, seçim tarihinin öne çekilmesi için imza toplamaya başladı .
Bu süreçte, taraftarın beklentisi, kulübün geleceğini şekillendirecek güçlü ve vizyoner bir yönetimin iş başına gelmesi. Taraftarlar, sadece saha içi başarı değil, kulübün tüm yapısında bir dönüşüm istiyor.
Fenerbahçe taraftarı, sadece bir futbol takımının değil, bir camianın da parçası. Onların beklentisi, kulübün yeniden eski ihtişamına kavuşması. Bu yolda, yönetimden teknik ekibe, oyunculardan taraftara herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor.
Çünkü Fenerbahçe, sadece bir kulüp değil; bir tutku, bir yaşam biçimi.