Bir insan, anlamak istemediği sürece ona ne anlatırsanız anlatın, ne kadar doğru bilgiler verirseniz verin, hiçbir şey değişmez. Hele ki, gerçekleri duymaktan kaçınan, düşünmek yerine önüne koyulanı sorgulamadan tüketen, eleştiri yerine biat etmeyi seçen insanlarla muhatapsanız, onlara hakikati anlatmaya çalışmak zaman kaybından başka bir şey değildir.
Ahırda hazır yemle beslenen öküzlere ülke meselelerini anlatmaya çalışmak da işte tam olarak böyle bir durumdur. Düşünmeyen, sorgulamayan, eleştirmeyen ve kendisine sunulan her şeyi mutlak doğru kabul eden bir zihinle tartışmak mümkün müdür?
Gerçekleri Anlamak İçin Düşünmek Gerekir
Özgür bir zihin, gerçekleri görebilmek için soru sormayı ve olayları analiz etmeyi bilmelidir. Ancak günümüzde pek çok insan, kendisine sunulan ezberleri tekrar etmekten başka bir şey yapmıyor.
Önüne hazır yem koyulmuş, hiçbir çaba sarf etmeden beslenen bir öküz, yediği yemin nereden geldiğini, içeriğinin ne olduğunu, hatta yemin kalitesinin ne kadar kötü olduğunu bile sorgulamaz. Ona sadece sunulanı tüketmek düşer. Çünkü o düşünmeye programlanmamıştır. İşte toplum içinde de böyle insanlar vardır:
Gerçekleri duymak yerine popüler söylemlerin peşinden gidenler,
Kendi fikirleriyle değil, başkalarının onlara dikte ettiği düşüncelerle hareket edenler,
Zihniyetini değiştirmek yerine, her eleştiriye saldırganlıkla karşılık verenler.
Bu tür insanlara, ülke meseleleri hakkında bir şeyler anlatmaya çalışmak, kendi kendine kapalı bir duvara konuşmak gibidir. Çünkü onlar, sadece duymak istediklerini duyarlar, görmek istediklerini görürler.
Hazır Yemle Beslenenlerin Gözleri Gerçeğe Kapalıdır
Bilgi, çaba gerektirir. Gerçekleri anlamak için, önce düşünmeye istekli olmak gerekir. Ancak çoğu insan, gerçeği araştırmak yerine önüne sunulanı tüketmeyi tercih eder. Çünkü düşünmek zor gelir, sorgulamak emek ister.
Günümüz dünyasında sosyal medya, televizyon, propaganda mekanizmaları, insanlara hazır bilgi sunuyor. İnsanlar, kendi araştırmalarını yapmak yerine, birilerinin onlara ne düşünmeleri gerektiğini söylemesini bekliyor.
Böyle bir ortamda, doğrulara ulaşmak için çaba sarf eden birinin, bu hazır bilgileri tüketen kitleye gerçekleri anlatmaya çalışması beyhude bir çabadır. Ahırda yem bekleyen öküz, ona verilenin dışında bir şey istemez. Aynı şekilde, hazırcı zihinler de kendi konfor alanlarının dışına çıkmayı reddeder.
Çözüm: Gerçekleri Anlamaya Açık Olanlarla Yola Devam Etmek
Gerçekleri görmek istemeyen, düşünmekten kaçan ve sürekli önüne koyulanla yetinen biriyle tartışmak, ne sizi bir yere götürür ne de topluma fayda sağlar. Bu yüzden enerjinizi gerçekleri öğrenmeye, araştırmaya, düşünmeye açık insanlara harcamak gerekir.
Tarihte de böyledir: Büyük devrimler, büyük dönüşümler, sadece gerçekten anlamak isteyen, sorgulayan ve düşünen insanlar tarafından gerçekleştirilmiştir. Gerçekleri görmek isteyenlere anlatmak, zihinleri açık olanlara ulaştırmak çok daha kıymetlidir.
Çünkü ahırda yem bekleyen öküz, ne kadar uğraşırsanız uğraşın, önüne sunulan dışında bir şey kabul etmeyecektir. Ama gerçekten anlamaya hazır olanlar, sizinle birlikte düşünmeye, araştırmaya ve sorgulamaya istekli olacaklardır.
O yüzden vakti boşa harcamak yerine, anlamaya niyeti olanlarla yola devam etmek en doğrusudur.