sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet cinsel sohbet etanj armatür bets10 güncel adresi bets10 yeni adresi mobilbahis güncel casino maxi yeni adresi
Bugun...

İlim ve İrfan Arasındaki Farkı Gösteren Bir Hikaye, Ömer Seyfettin’in Öğretici Öyküsü

 Tarih: 01-02-2025 14:03:00
Meltem Yılmaz

Ömer Seyfettin, Türk edebiyatının en önemli isimlerinden biri olarak, toplumsal hayatın çeşitli yönlerine dair derinlemesine gözlemleriyle dikkat çeker. Çalıştığı okulda öğretmen arkadaşlarıyla bir tartışma sırasında, ilim ile irfan, âlim ile arif arasındaki farkı anlatmaya çalışırken, yaşadığı bir olay, bu düşüncelerini somut bir şekilde ortaya koyar.

Bir gün, öğretmen arkadaşlarıyla yaptığı tartışmada, “İlim başka, irfan başka; âlim başka, arif başka” şeklinde bir görüş dile getirir. Ancak, arkadaşları bu görüşe katılmazlar. Onlar, ilim ve irfan arasındaki farkı göz ardı ederek, her iki kavramın aynı şeyi ifade ettiğini düşünürler. Ömer Seyfettin, bu düşünceleri tartışarak, konunun önemine dikkat çekmek ister, fakat arkadaşları onun bakış açısını anlamakta zorlanırlar.

Bir gün, öğretmenler odasında böyle bir tartışma devam ederken, Ömer Seyfettin arkadaşlarına oldukça ilginç bir haber verir: "Avusturya’dan vagonlar dolusu şeker geliyor, şeker çok ucuzlayacak," der. Haberi duyan öğretmenler, bunun doğruluğuna şüphe etmeden inanırlar. O dönemde şeker kıtlığı çeken insanlar için bu haber oldukça sevinç verici bir gelişme gibi görünür. Öğretmenler, uzun süredir şeker bulamayan halkın bu durumu duyduğunda neşelenirler ve her şeyin değişeceğine inanırlar.

Ancak, Ömer Seyfettin bir adım daha atarak, öğretmenler odasına temizliğe gelen hademeye de aynı haberi verir. Hademenin cevabı, ilim ve irfan arasındaki farkı çok açık bir şekilde ortaya koyar: "İnanma beyim, Avusturya bu savaş zamanı şekeri bulsa kendi yer, bize niye yollasın?" der. Hademenin bu sözleri, basit ama derin bir anlam taşır. Onun tepkisi, sadece günlük yaşam tecrübelerinden ve sağduyusundan kaynaklanır. İlimsel bir bakış açısıyla düşünüldüğünde, bu haberin gerçek olma olasılığı çok düşüktür. Çünkü o dönemde savaş koşulları, her şeyin kıtlık içinde olduğu bir ortamı yaratıyordur.

Ömer Seyfettin, hademenin bu sağduyulu ve gerçekçi cevabını duyduktan sonra öğretmen arkadaşlarına dönerek şu anlamlı sözleri söyler: “Gördünüz mü cancağızım? Siz bütün ilminize rağmen habere inandınız. O irfanı sayesinde yutmadı. Demek ki arif başka, alim başka; irfan başka, ilim başkaymış, gördünüz mü?”

Bu söz, Ömer Seyfettin'in, ilim ve irfan arasındaki farkı anlatma çabasıdır. İlim, doğru bilgiye dayalı bir kavramdır; mantıklı düşünme, verileri analiz etme ve doğruluğunu test etme gibi yönlere sahiptir. Ancak, irfan, daha çok bir içsel sezgiye, hayatın deneyimlerinden elde edilen bilgilere dayalıdır. İrfan, insanın sağduyusunun, iç gözlemlerinin ve hayata dair derin farkındalıklarının bir sonucudur. Ömer Seyfettin, öğretmenlerinin tamamen bilimsel bir yaklaşım sergileyerek, bir haberi doğru kabul etmelerinin, bilgiye ne kadar sahip olsalar da gerçeği yansıtmadığını, bunun tam tersi şekilde sağduyulu bir insanın doğruyu nasıl sezdiğini gösterir.

Ömer Seyfettin’in bu anekdotu, bizlere ilim ve irfan arasındaki derin farkı öğretir. İlim, dış dünyayı anlamamız için bize somut veriler sağlar, ancak irfan, insan ruhunun ve sağduyusunun rehberliğinde gerçeğe daha yakın bir bakış açısı kazandırabilir. İlim ve irfanın birbirini tamamlayan iki farklı yön olduğunu unutmamak gerekir. Bu hikaye, Ömer Seyfettin’in derin düşüncelerini ve yaşamı doğru bir şekilde anlamaya yönelik bakış açısını bizlere aktaran çok değerli bir örnek olarak hafızalarımızda kalacaktır.

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
YUKARI