Her insanın bir hikayesi olur

İşinde gücünde oturuyorsundur, bir göreve biri atanmıştır, tanımazsın dersin. Adam der, kim bilir kimin akrabası. Eee herkesin yok mu bir akrabası? Akrabasız mı olmalıydı? Kimin akrabasıdır dersin susar, bilmez. Tanıyor musun adamı dersin, tanımaz. Ne istiyorsun dersin o halde, sen mi atamalıydın?

Daha 2 hafta önce boş olan arsada okul inşaatı yükselmeye başlamıştır. Aaa ne güzel bir okul daha yapılıyor mahalleme der sevinirsin. Adam der kim bilir kime vermişlerdir ihaleyi. Kime vermişler yazıyor tabelasında. Kim bilir ne kadar paraya vermişlerdir. Ee o da yazıyor tabelada. Diğer firmalar daha az verse alırdı dimi. Tanır mısın alan firmayı, diğer firmalar dediklerimizi tanır mısın, yok. Ne yapmak lazımdı dersin, buraya değil de şuraya yapılsaydı der son gayretle. Oradaki okul ihtiyacını da ihalesini de sen yapmalıydın galiba der işine bakarsın.

Ülken marka hakları kendisinin olan helikopter yapar övünürsün. Motoru yerli miymiş der. Motoru yerli olsa başka hangi parçasını merak ederdin dersin. Bildiği bir de pervane vardır onu söyler. Motor yerli olmazsa aynı faydayı göremiyor musun, bundan öncekilerin ne motoru ne kendisi yerliydi dersin. Eee o zaman yerli demesinler der. Sanki yerli diyince buna küfrediliyor. Hayatında hiç yerli motor yaptın mı sen dersin, kendisinden başka motor tanımadığı okunur gözlerinden.

Ömrümce belki hiç geçmeyeceğim köprü, tünel yapılır sevinirim. Bundan daha iyisi bilmem nerede var der. Bu benim ülkemin insanına hizmet edecek dersin, koca köprü birileri zengin edilsin diye yapıldı der. Koca köprüyü biri gelip yapsın ama hiç kar etmesin Allah belasını versin ister.

Gittiği ülkelerde trafiğin ne kadar düzenli olduğunu, uymayanlara ne kadar sert tedbirler uygulandığını, şehirlerin ne kadar güzel peyzajı olduğunu, çevreyi kirleten insanlara caydırıcı cezalar verildiğini imrenerek anlatır. Kendi ülkesinde trafik cezalarıyla alakalı caydırıcı tedbirler alınsa vatandaş soyuluyor der. Şehirler ağaçla, çiçekle donatılsa israf der. Poşeti paralı satsan vatandaşa yük der. Bunları uygulamak için adım atman kötü, başkalarının bunu yıllardır uyguluyor olması iyi bir şeydir. İstediği olsun ama nasıl yapılacağına dair en ufak bir fikir söyleyemez.

Velhasılı kara delik gibi yutarlar insanın hayat enerjisini, sevincini. Bir başkası adına ne sevinmiştir ne üzülmüştür, tanımasa da suçlamıştır, yargılamıştır ama hiç sevinmemiştir onun bir derdi halloldu diye. Bilmediği bir iş için, tanımadığı insanlar için bireysel olabilecek her türlü yargıda kötümser olmayı bilinçli olarak seçmiştir bu tür insanlar. Kötülüğü ruhlarında kurumsallaştırmışlardır.

Onlarca kişi geldi aklınıza dimi böyle, işte o insanları mümkünse çıkartın hayatınızdan. Bir işin nasıl yapıldığından haberi olmayıp da sürekli şikayet eden biri varsa koşarak uzaklaşın yanından. Tanımadığı insanlar ve durumlar için herşeyi diyebilecek kişiler sizin için çok daha fazlasını derler.

Sonra da sen neden başkalarını savunuyorsun derler, çünkü saldırmak olmuştur fıtratları.