Dünyadaki yahudiler, siyonist İsrail ayakta kalsın, güçlü olsun, Filistin topraklarını rahat ele geçirsin diye şirket kurup üretime, reklama ve pazarlamaya yükleniyorlar hırsla. Başarıyorlarda.
Davaları uğruna herşey mübah.
Yahudiler ve işbirlikçileri her ülkenin yönetiminde, bürokrasisinde, teknokrasisinde, aristokrasisinde, hukuk sisteminde, finansında, sanayisinde, ticaretinde ve ekonomisinde, sanat ve kültüründe, tarihinde, sağlığında, politikasında partisinde, sosyal hayatında, STK'larında, eğitiminde, medyasında, düşünce kuruluşlarında, müziğinde, biliminde, tarımında, doğal kaynaklarında ve madenlerinde, dinlerinde, terör örgütlerinde, mafyalarında her yerde başı çeken, liderler yada alt kadroda destekçi pozisyonunda sinsice yerlerini alarak söz sahibidirler.
Kurdukları yeraltı yerüstü kurumlarla tek bir disiplin ve emir ile yönetilirler; Küreselciler, neoliberaller, radikaller, farmsonluk ve mason locaları, lion ve lioness, rotary ve rotaracts gibi bilinen bilinmeyen kurumlarla yahudilik hedeflerini yani Arz-ı mevud'u gerçekleştirme ağını tüm ülkelerde gizli ve aşikar kurmuşlardır.
Dünyadaki herşey kendi kontrolleri altında olsun isterler. Ülkeleri parçalarlar, yıkarlar, yeniden kurarlar, yapboz oyunu gibi sistemlerle oynarlar.
Savaş, kan, gözyaşı, acımasızlık, öldürmek onların planlaması dahilindedir. Birbirlerine bile merhamet etmezler, çıkarları için öldürüp başkalarının üzerine atarlar. Ortak hedefleri için sımsıkı birbirine bağlı birer askerdirler.
Bu hedefi gerçekleştirmek için "para" temel unsurdur.
Dünyanın bir kısmını aleni savaşlarla hızlıca, bir kısmını da ürettikleri gıdalar, ilaçlar, temizlik ve tarım ürünlerı, GDO'lu tohumları, yapay etleri, salgınlarla, aşılarla, iklime müdahalelerle yavaş yavaş öldürmektedirler göz göre göre.
İnsanlık film gibi izlemekte kendilerine kurulan bu tuzakları çaresizmişcesine.
Dünyanın geri kalan saf milletleri olarakta yahudilerin bu davasına şuursuzca destek veriyoruz. Hançeri ciğerimize saplıyorlar gıkımız çıkmıyor. Her türlü sahtekarlıklarıyla ve algılarla kurşun yarası dört bir yanımız. Farkında değiliz, naçar.
Cenab-ı Allah'ın lanetlediği bu nankör güruhun köleleri gibiyiz adeta.
Bizim de hak davamız var onların şer davasından çok bin kere hayırlı ve kıymetli. Davamız, yeryüzüne adaleti, merhameti, vicdanı, helali, insanlığı ve İslamı hakim kılma va Hak'tan yana olma davası; "Kızıl Elma"mıza sahip çıkalım.
Bu sinsi mahlükların, katil şeytanların oyunlarını iyi tanıyıp aşikar edelim. Kadim dava, Adem (a.s)'ın çocukları Habil ile Kabil'in yani Hak ve Batıl olanın mücadelesi ve savaşıdır. Allah'ın yardımıyla başaçıkacağız inşaallah.
Çok güçlü olmak için kendi şirketlerimizi kuralım, ortaklıklar, birlikler, kooperatifler, STK'lar, federasyon, konfederasyonlar oluşturalım, büyümek için; birlikte kazanıp birlikte bölüşelim. Toplam Kalite'yi ve performansımızı arttıralım. Uyurgezerlik devri kapansın.Yüksek şuur ve farkındalık için eğitimlere ağırlık verelim
Her alanda üretimlerimizin artması için kendi ürünlerimizi tüketelim. İyi takip edelim, menşeini iyi tanıyalım, araştıralım, bilelim net olarak. Bilinçlenelim ve uyanık olalım artık. Ulusal ve uluslararası ticarî anlaşma ve hukuka vakıf olalım kültürel bazda.
Ülkece kalkınalım, mazlum coğrafyaların umudu olarak adalet ve merhametimizle kucaklayalım bize yaslananları. Model olalım.
Ebediyen bu insan kılıklı mahlûkların herşeyine karşı çıkalım, direnelim, ürünlerini BOYKOT EDELİM, para kaynaklarını kurutalım.
Kurdukları emperyalist sisteme, menfaatlerine, işlerine böylece çomak sokalım durdurmak, daha fazla kullanılmamak için.
Sensiz asla olmaz, eksik kalırız.
Birbirimize emanetiz