Garo Paylan

Ermeni asıllı, HDP Diyarbakır milletvekili. Üzerinde azınlık statüsü var mı doğrusu bilmiyorum.

TBMM'ne, "Ermeni soykırımı tanınsın" içerikli bir kanun tasarısı verdi. Bu kişiye sövüp, hakaret veya tehdit etmek, bence ateşin üstünü kapatmak gibi birşey olduğunu düşünüyorum.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tarihi bir fırsatı yakaladığı kanaatindeyim. Derhal bu kişi hakkında mahkemelerde dava açılmalı. Dokunulmazlığı kaldırılmalı. "Soykırım" iddasını ispat için mahkemeye çağrılmalı. Karşısına, mahkeme kararı ile, bu konuyu çok iyi bilen uzman tarihçi akademisyenler çıkartılmalı. Tarihi hakikatler belgelerle ortaya konulmalıdır. Mahkeme çok büyük bir salonda yapılmalı.

Mahkeme (duruşma) salonu, izleyici olarak, dünyada ki bütün Ermeni sivil toplum örgütü ve konu uzmanı Ermeni akademisyenlere açılmalı. Ermenilerin dışında bu konuya ilgi duyan kişilere de açık olmalı. Uluslararası gözlemcilere de yer verilmeli. Hatta hepisine davetiyeler gönderilmelidir. Duruşmalar, bütün dünyaya anında bir kaç dilde yayın yapılmalı. Dışişleri Bakanlığı diplomatları harekete geçirilmeli ve konu dünyaya çok iyi anlatılmalı.

Adil bir yargılama yapılmalı. Mahkeme heyeti çok iyi çalışmalı ve dünyanın değişik ülkelerinde "soykırım" ile ilgili alınan mahkeme kararları da (ASALA terör örgütü mensuplarının ("ailemi şurada öldürdüler", "babamı veya anamı öldürdüler" gibi hepisi uydurma) aldırdıkları taraflı mahkeme kararları mevcut) gündeme alınmalıdır.

Mahkeme neticesinde alınan karar, bütün dünyaya duyurulmalıdır.

Sonuç olarak,

Sözkonusu mahkeme kararı; parlamentosunda ülkemizi "soykırımcı" olarak tanımış olan devletlere, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliğine ve konuyla ilgili sivil toplum örgütlerine gönderilmesi ve mevcut durumun tersine çevrilmesi için, diplomatlarca çalışma yapılması gerektiğini düşünüyorum.